Sağlıklı Sınırlar Çizmek Sizi Özgürleştirir


Sınırlarımızı belirlemeye cesaret etmek, başkalarını hayal kırıklığına uğratma riskimiz olsa bile kendimizi sevme cesaretine sahip olmaktır. İlişkilerinizde sağlıklı sınırlar çizmek sizi özgürleştirir. Peki mesafeyi ayarlayamayan bunca insanın içinde kendi sınırlarımızı çizmeyi nasıl başarabiliriz?
İlişkilerdeki Sınırsızlık
İlişki yaşarken yapılan yanlışların en büyüğü kendi sınırlarımızı belirleyememekten geçer. Aşkı bulduğumuzda onu korumak için, hayatımızda ne kadar öncelik varsa hepsini bir çırpıda yerle bir eder ve sıranın en başına O’nu koyarız. Zannederiz ki, bütün zamanlarımızı O’na adarsak, O’nun isteklerini yerine getirirsek, O’nun kalıplarına göre yaşarsak, oyunu O’nun kurallarıyla oynarsak, daha çok seviliriz, daha çok mutlu oluruz ve aşk ölümsüz olur. Oysa aşk böyle bir şey değildir.
Hepimiz sevmenin ve sevilmenin ne demek olduğunu bazen çok yanlış anlıyoruz. Baskın bir sevgilinin belirlediği doğruları ve yanlışları kabullenmek, kıskançlığını sevgi belirtisi sanmak, küçük bir tartışmada ağzına geleni haykırdığında öfkeden ne dediğini bilmiyor demek ve bütün bunları aşktan var saymak kocaman bir yanılgı aslında.
Aşk Kendinden Vazgeçmek Değildir
Arkadaşlarımıza daha az zaman ayırırken, işimizi daha az önemserken, sevdiğimiz ne varsa her birinden yavaş yavaş vazgeçerken ve bütün bunları ‘Aşk için her şey mübah’ aldatmacasıyla yaparken ne yazık ki kendi kimliğimizi kaybediyoruz. Şimdiye kadar kendi kararlarımızı kendimiz verdiğimiz halde, bütün bildiklerimizi, inandıklarımızı ve ezberlerimizi yeni baştan belirlemek ve bunları aşk için yapmak, gerçekten mutluluk verebilir mi?
Saçımızın rengini, giydiğimiz elbiseyi, bizimle bütünleşmiş kokuyu, dinlediğimiz müziği, geçtiğimiz sokakları, gittiğimiz şehirleri, sevdiğimiz insanları, okuduğumuz kitapları, ayak ucumuzda uyuyan kedimizi ve bizi biz yapan sayısız değeri hiçe sayarken ve olmadığımız birine dönüşürken aslında fark etmeden kendimize olan saygımızı yitirmez miyiz?
Sağlıklı Sınırlar Nedir?
Sağlıklı sınırlar oluşturmak, kendinizin, zamanınızın, hislerinizin ve enerjinizin, başkalarının çevresinde dolaşmasına izin vermek yerine kendi adınıza sorumluluk almanız anlamına gelir.
Sınırlar, başkalarının sizi kontrol etmesine izin vermek yerine kendi alanınızı kontrol altına almanıza izin verir. Kendiniz için sınırlar oluşturmak için kişisel gereksinimlerinize ve gerçek duygularınıza uymanız gerekir. Temelde sınırları belirmek, sizin için neyin iyi hissettirdiğini ve neyin hissettirmediğini anlamaktır.
Neden Sınırlarınızı Çizemiyorsunuz?
Zoraki yapılan her şey üzerinizde baskı yaratır. Baskı ise daima strese dönüşür. Hayır diyememek ve diğer insanları kırmamak adına size ait olmayan doğruları kabullenmek hem ruhsal hem de fiziksel hastalıklara açık olmanıza olanak tanır. Sınırlarınızı belirlemek kabalık değildir. Bencillik hiç değildir. Aksine kendinize verdiğiniz değeri ifade eder. Eğer siz 13 yaşında bir ergen değilseniz nerede nasıl davranacağınızı yada hangi kararları alacağınızı kendi özgür iradenizle belirleyebilirsiniz. Bir başkasının kendi yaşam görüşüne göre doğru var saydıklarına ihtiyacınız yoktur. Sizin kendi doğrularınız vardır! Siz hayatı öğrenme ve deneyimleme yolculuğunun başlarında değilsinizdir.
Sınırları belirleyememekteki en baskın neden birileri tarafından dışlanmamaktır. Yani onaylanma ve kabul görme beklentisi ile birlikte sevilme arzusu sizi sınır belirlemekten alıkoyar. Halbuki siz kendinizi severseniz, sevilme ihtiyacınızı dışarıdan karşılamazsınız. Kendinizi kabul ederseniz, başkalarının sizi kabullenmesini umursamazsınız. Elbette takdir edilmek, beğenilmek, sevilmek, değer görmek güzeldir. Ancak bütün bunlar siz hayır diyemediğiniz için var oluyorsa o zaman bir aksilik var demektir.
Sınırlarınızı Çizmemek Sizi Daha Değerli Yapmıyor
Şöyle düşünün; ilişkilerinizde topladığınız aferinler sizi daha iyi biri yapmaz. Birine itaat ettiğinizde ödüllendirilmezsiniz. Bilakis sınırlarınızı her gevşettiğinizde karşınızdaki insanlar tarafından biraz daha zorlanırsınız. Bu kez herkesin üzerinize geldiğinden, kendinizi özgür hissedemediğinizden bahsetmeye başlarsınız. Dışarıdan size yönelen her tepkinin kaynağı sizdedir. Hiç kimse kapılarınızı kırarak hayatınıza girmez. Bu gerçeği fark ettiğinizde bile hafiflersiniz.
Nereden Başlamak Gerekir?
Sınırlarınız üzerinde çalışırken, gerçek duygularınızı nerede engellediğinizi gözlemleyin. Kime, hangi durumda ve neden sınır çizmediğinizi fark edin. Birine zaaf beslemek aslında zayıflık işaretidir. Eğer sevgilinizin istediği gibi davranmadığınızda sizden vazgeçeceğinden endişe ediyorsanız, belki acı olacak fakat o zaten sizden çoktan vazgeçmiştir. Sizin enerjinizle beslenen, kendini şarj eden, egosunu şişiren birinden nasıl bir sevgi bekleyebilirsiniz ki?
Sağlığınızı ve iyiliğinizi sürekli olarak görmezden gelirseniz, kendinizle ilgili her olumsuz düşünceye inanır ve kendinize öncelikli değilmiş gibi davranırsanız, muhtemelen hem fiziksel hem de duygusal olarak yorgun hissedersiniz. Kendinize öncelik vermeyi önemseyin ve ne kadar çabuk farklı hissetmeye başladığınızı görün.
Sınırlar Ne İşe Yarar?
Sınırlar kendi ihtiyaçlarımızı tanımamıza yardımcı olur. İhtiyaç duymanın ve onlarla ilgilenmenin tamamen kabul edilebilir olduğunu bize gösterirler. Sağlıklı sınırlara sahip olmamak, bağımlılık, fazla çalışma, fazla harcama, erteleme, sağlıksız ilişkiler gibi kaçış davranışlarıyla ihtiyaçlarınızı reddetmenize olanak sağlar. Kişisel tercihiniz ne olursa olsun, tüm bu davranışlar gerçekte kim olduğunuz ve gerçekte nasıl hissettiğinizle bağlantınızı kesmenize izin verir. İhtiyaçlarınızı ne kadar çok inkar ederseniz, onlar dikkatinizi çekmek için yüksek sesle bağırırlar, böylece onları sakinleştirmek için susturmaya devam etmek zorunda kalırsınız ve bu şekilde yaşamanın bir yolu yoktur.
Öz-bakım, öz-değer ve öz-sevgimizi geliştirmek ve korumak için sınırlar koymalıyız. Sınırlar devam eden bir çalışmadır; Bir kez yapılacak egzersiz olamazlar. Yaşam ve etrafınızdaki insanlar sürekli değişiyor, bu yüzden bu değişiklikler gerçekleştikçe sınırlarınızı yönetmeye devam etmeniz gerekecektir.
Sınırlar Daima İçeriden Belirlenir.
İç sınırlarınıza bakmak, dış sınırlarınızın, yani diğer insanların size nasıl davrandığını ve onların ve dış etkenlerin sizi nasıl etkilediğinin temelidir. İç sınırları düzenlemek demek, kendi sağlığınız ve refahınız için nerede duracağınızı bilmenizdir. Mesela tıka basa yemek yemek, yetersiz uyumak, televizyon karşısında vakit harcamak, parayı müsrifçe savurmak, borç yükü edinmek gibi davranışlar kendi iç sınırlarınızı yıkmanız anlamını taşır. Bunu kendinize duyduğunuz saygı olarak düşünebilirsiniz. Her içsel sınır ihlali öz saygı kaybıdır.
Kendiniz için sınırlar geliştirdikten sonra, bu felsefeyi her şeye ve herkese uygulamak mümkün olur. Bunlar, dış sınırlarınızdır ve sizi potansiyel olarak sizi dengede tutarak dış güçlerden korur. Diğer insanlarla olan sınırlarımızı enerji alışverişi olarak düşünmeyi yararlı buldum. Yaşamınızda düzenli olarak size kendinizi yorgun hissettiren insanlar varsa, neyin değişmesi gerekebileceğini görmek için o kişiyle sınırlarınıza bakmanın zamanı gelmiştir. Kendinizi tükenmiş hissetmenize neden olan insanlara geçiş hakkı vermek zorunda değilsiniz. Makul olarak verebileceğinizden fazlasını talep ederlerse, onlara hayır diyebilirsiniz. Seçimlerinizi sesli olarak desteklemiyorlarsa, onlar yanınızdayken diğer konular hakkında konuşmayı seçebilirsiniz. Diğer insanlar hakkında konuşma şeklinden hoşlanmıyorsanız veya kabul etmediğiniz değerlere sahiplerse, onlarla daha az zaman geçirmeyi seçebilirsiniz.
Hayatı Kolaylaştırmak Mümkün
Sınırlarınızın üzerinde çalışmak çevrenizi yeniden değerlendirmenizi sağlar. Enerjinizi tüketen insanlar varsa ve etraflarında olduğunuz için kendinizi kötü hissediyorsanız, o kişiyi hayatınızdan çıkarmanız sizin için daha iyi olabilir. Bu mümkün değilse, onlarla kurduğunuz etkileşimi değiştirebilirsiniz. Yüz yüze görüşme süresi zorlaşırsa, kısa bir arama, kısa bir e-posta veya sosyal medya gibi başka bir yöntem kullanabilirsiniz. Sonuçta bu sizin için neyin işe yaradığını bulmak ve enerjinizi koruyan insanlara odaklanmakla ilgilidir.
Sınır çizmek, etrafınıza kalın duvarlar örmek ve kendinizi diğer herkesten izole etmek değildir; sınır çizmek, kırmızı çizginizi belirlemek ve insanların bu çizgiyi aşamayacaklarını bilmelerini sağlamaktır.
Sevgiyle ve Işıkla,
Sevgim Çöloğlu
www.sevgimcologlu.com web sitesinde yer alan herhangi bir içerik yazılı izin olmadan kopyalanamaz, değiştirilemez ve diğer basılı ve dijital alanlarda (web sitesi, blog, dergi, kitap vb.) kullanılamaz.
www.sevgimcologlu.com web sitesi ve yazarlarının hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda belirtilen hükümlerle korunmaktadır. www.sevgimcologlu.com’da yer alan bir yazı, makale, görsel vb. içeriğin başka bir mecrada yayınlanabilmesi için yazının hak sahibine telif hakkı ödenmeli veya içerik sahibinden yazılı izin almalıdır.
Bunların yanında web sitemizde bulunan yazı ve makalelere atıfta bulunabilir, içerikler makalelerde kaynak gösterilebilir, izin alarak, yazar adı ve yazının web sitemizde bulunan sayfasına bağlantı vererek alıntı yapılabilir. Yapılan alıntılarda kesinlikle değişiklik yapılamaz.
- 27
- 613
0 Comments