İnsanlar Neden Sadakatsiz Olmayı Seçer?


Sadakatten bahsedildiğinde aklınıza ne geliyor? Aşkın büyüsünü bozmamak mı? Gözlerine göz değmesine izin vermemek mi?
Sadakat, aslında sadece aşk üzerine edilmiş sessiz bir yeminden çok daha fazlasını anlatır. Çünkü sadakat bir karakterin ya siyah ya da beyaz oluşu ve asla griye dönmeyişidir. Şüpheye düşürmeyen dostlukların, tutarlı davranışların, yalansız sözlerin, hakkaniyetin, adaletin, sağa sola yalpalamadan ne ise o olabilmenin, güvenli ilişkilerin temelinde sadakat vardır.
Sadakate İnanıyor musunuz?
Eğer sadakate inanıyorsanız, herkesten önce kendinize dürüst olmayı seçersiniz. Kendi kendinizi kul hakkınıza girmeden, değersizleştirmeden, hor görmeden, şefkatle seversiniz. İnandığınız doğruları, duruşunuzu, tavrınızı, tarzınızı eğilip bükülmeden, duruma göre rota değiştirmeden koruyabilirsiniz. İnsanlar size baktıklarında şeffaf bir kalbe sahip olduğunuzu görebilirler. Sadakatli olmak, yüreğinde merhameti, şefkati, iyi niyeti barındırabilmektir.
Bir düşünün; başını omzunuza yaslamış bir dostunuzun en derin sırlarını sonsuza dek saklayabilir misiniz?
Sevdiklerinizin en zayıf tarafını bilip, oraya asla dokunmadan bir ömür geçirebilir misiniz?
Seviyor-(muş) gibi görünmeden etrafınızdakilere gerçek hisleriniz ne ise onları gösterebilir misiniz?
Kendinizi kandırmadan, avutmadan hatalarınızın farkına varabilir misiniz?
Kendine Beslediğin Sadakat Ne ise Dış Dünyaya Onu Verebilirsin
Dış dünyada algıladığınız ve görmeyi seçtiğiniz her şey kendi içinizde var olanın yansımasıdır. Siz eğer başkalarının sahtekar olduğundan, etrafınızda güvenilecek kimsenin kalmadığından yakınan, güveni sorgulayan, kolayca inanmayan insanlardan biriyseniz, kendi öz varlığınıza beslediğiniz sadakat hasar görmüş demektir.
Kendi içsel sadakat inancınızı sarsan nedeni bulup iyileştirmeyi seçtiğinizde adeta yeniden doğarsınız. Bakış açınız değişir. Öfkeniz diner. Yaralarınızı sarmak size iyi gelir. Bir kez daha ne kendinizi ne de bir başkasını yalana inandırmayı seçmezsiniz. İşte o zaman etrafınızdaki insanlar da değişir. Kalmak istemediğiniz yerden ayrılır, size zarar verenlere kapılarınızı kapatır ve kendi bilinç seviyenizde olanlarla yaşam yolculuğunuza devam edersiniz.
Sadakatin Bencillikle İlişkisi Var mı?
Dikkat ederseniz, sadakatsiz insanların aynı zamanda bencil olduklarını rahatlıkla fark edebilirsiniz. Tam da olmasını istedikleri gibi, gerekirse başkalarını inciterek hayatı biçimlendirmeye çalışırlar. Önemsedikleri tek ayrıntı kendi refahları, kendi arzuları, kendi mutluluklarıdır. Bencildirler, çünkü seçimleriyle yerle bir ettikleri hayatları görmezden gelirler. Sadakatsiz insanlar kolayca yalan söyleyebilir. Öyle ki yalan onlar için alışkanlığa dönüşmüştür. Hatta çoğu zaman kime hangi masalı uydurduklarını unuturlar. Etraflarındaki kalabalık onlara inanmış görünen veya içlerindeki iyiyi ortaya çıkarmaya çabalayıp onlardan vazgeçmeyenlerdir. Ama ne olursa olsun oyunun sonunda yalandan dolandan, ikiyüzlülükten, bencillikten yorulan herkes gider ve yalnız kalırlar.
Sadakat ve Kaybetme Korkusu…
Ben sadakat yoksunu insanların kaybetme korkusuna sahip olduklarına inanıyorum. Aşkı, sevgiyi, parayı, zamanı, iyi ve güzel duyguları kolayca harcayabilenler sahip oldukları değerleri kaybetmekten, terk edilmekten, yalnız kalmaktan, yoksun olmaktan korktukları için başkalarından önce kendileri tüketmeyi seçiyorlar. Bir yere ait olamayışlarının en belirgin nedeniyse köklerine bağlılık geliştirememiş olmaları. Yani her an ayakkabıları kapının yanında ve gitmeye hazır olmalarının, mutlaka bir B planı yapmaya çalışmalarının, yalanı seçmelerinin, farklı kimliklere bürünmelerinin en esaslı nedeni bu olsa gerek. Bir yere ait olamamak atalarını, yaşadığı toprakları, aile değerlerini, kültürünü, yani köklerini inkarla başlıyor. Kendi özünü inkar etmek ve aidiyet bilincinden yoksun olmak, sadakatsizliği doğuruyor.
Sadakat ve Birlik Bilinci…
Sadakat, BİRLİK bilincine sahip olmakla mümkün olabilir fikrindeyim. Bir olmak anlayışını benimsemek, önce kendi içinde tam ve bütün olabilmeyi, ardından diğer insanlara bağlılığı ifade ediyor. Şöyle düşünün; insan kendi değerinin farkında olduğunda her bir parçasını ayrı yerlerde ayrı insanlarda bırakmıyor. Hata yaptığında fark edip doğruyu bulmanın peşine düşüyor. Kendini kandırmıyor, olanı kabul ediyor. Kendine saygı ve sevgi besliyor. Gerektiğinde hayır diyebiliyor, kendine verdiği sözleri tutuyor. Ve sonra kendi içinde tam ve bütün olan bir birey dış dünyaya kendine baktığı gibi bakıyor, kendine davrandığı gibi davranıyor, kendini sevdiği gibi seviyor.
Ya da kendini kandırdığı kadar diğerlerini yalana boğuyor…
Sadakat ve Dostluk
En tehlikeli insan tipi;
Masadan kalktığınız anda arkanızdan ‘Aman canım bu da kendini bi’şey sanıyor!’la başlayıp sıkı bir dedikodu yapan, ‘Neyse bize ne, biz kahvemizi içelim.’le masum kedi yavrusuna dönüşen sinsi arkadaşlardır.
Sağlam bir arkadaş grubunuz olduğunda ne olur? Birlikte alışverişe çıkmak, öğle yemeğinde buluşmak, film gecesi düzenlemek, gelecek yaz için tatil planları yapmak bir arkadaş grubuna sahip olmanın güzel tarafları olur. Karanlık olan yanı ise, arkadaş gruplarının keskin bir kenara sahip olması.
Peki bu ne demek?
Arkadaş grubunuzda eğer içinizden birinin hayatında neler olup bittiğiyle ilgili en son haberler size geliyorsa, muhtemelen sizin hayatınızda neler olup bittiği de bol köpüklü Türk kahvesi eşliğinde diğerlerine gidiyordur. Dedikodunun tek yönlü olduğunu düşünüyorsanız, fazla iyi niyetlisiniz! Biri size kimin kocasının karısını aldattığını, kimin işten kovulduğunu anlatıyorsa, büyük ihtimalle sizi de başkalarına anlatıyordur.
Bir yere not edilecek bilgi; Sadakatsiz arkadaşlar bize başkalarına nasıl davrandıklarını gösterdiklerinde arkamızdan nasıl davranacaklarını da gösterirler.
Sadakatsiz bir arkadaş için her an kurban seçilebilirsiniz.
Çünkü hakkınızda hiç dedikodu yapmamış olması, engebeli bir yola çıkıp kötü şartlara uğrarsa, kirli çamaşırlarınızı sosyal medyada ya da bir arkadaş ortamında paylaşmayacağı anlamına gelmez.
Bu kesinlikle düşünülmesi gereken bir şey…
Sevgiyle ve Işıkla,
Sevgim Çöloğlu
www.sevgimcologlu.com web sitesinde yer alan herhangi bir içerik yazılı izin olmadan kopyalanamaz, değiştirilemez ve diğer basılı ve dijital alanlarda (web sitesi, blog, dergi, kitap vb.) kullanılamaz.
www.sevgimcologlu.com web sitesi ve yazarlarının hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda belirtilen hükümlerle korunmaktadır. www.sevgimcologlu.com’da yer alan bir yazı, makale, görsel vb. içeriğin başka bir mecrada yayınlanabilmesi için yazının hak sahibine telif hakkı ödenmeli veya içerik sahibinden yazılı izin almalıdır.
Bunların yanında web sitemizde bulunan yazı ve makalelere atıfta bulunabilir, içerikler makalelerde kaynak gösterilebilir, izin alarak, yazar adı ve yazının web sitemizde bulunan sayfasına bağlantı vererek alıntı yapılabilir. Yapılan alıntılarda kesinlikle değişiklik yapılamaz.
- 7
- 616





0 Comments